Türkiye’nin ikinci “Yer Sarsıntısı Teknolojileri Enstitüsü” Erzincan’da kuruluyor

Türkiye’nin ikinci Deprem Teknolojileri Enstitüsü, Erzincan Binali Saika Üniversitesinde (EBYÜ) kuruluyor.

Binlerce kişinin öldüğü ve yaralandığı, haddinden fazla sayıda yapının yıkıldığı “sunma nazik depremler” arasında gösterilen 1939 depreminin birlikte 1983 ve 1992 depremlerinin de yaşandığı Erzincan’da teşekkül aşamasında olan enstitüde, akademik icraat ve tetkikat yapılacak.

EBYÜ Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, AA muhabirine, enstitünün içinde 2 asıl bili dalının olacağını söyledi.

Yalnızbağ yerleşkesinde tahminî bin metrekare büyüklüğündeki tıpkısı alanın enstitü amacıyla tahsis edildiğini ve çıktı kadronun teşkili üzere faaliyetlerin sürdürüldüğünü tabir fail Uzun, şöyle konuştu:

“Üniversitenin gelişimine Erzincan’daki depremle ilişik birçok şeye katkı verecek olan Hareket Teknolojileri Enstitüsü faaliyetlerini genişlik ongun şekilde devam ettirebilmesi amacıyla yapılış aşamasında kadronun teşekkülünde sonuç evre kurnaz yapmak zorundayız. Türkiye çapında bir akademik danışman kadrosu kuruyoruz. Kadronun ne şekilde kurulma edeceğini belirleyeceğiz.”

“Yer ülkelerden akademisyenler gelecek”

Uzun, deprem teknolojileri ya da zelzele araştırı merkezlerinin bir nice üniversitede bulunduğunu hatırlatarak, enstitü olarak ülkede Boğaziçi Üniversitesine bağlı Kandilli dışında ikincisinin kentte yapıldığını dile getirdi.

Enstitüde, deprem, kayran ve asuman bilimleri, çatı ve hareket mühendisliği konusunda faziletli lisans ve doktora öğrencilerinin yetişeceğini nâkil Uzun, şunları kaydetti:

“Mekân ülkelerden dahi buraya faziletkâr lisans ve doktora ayırmak üzere akademisyenler ati. Onların eğitimine üniversitemiz katkıda bulunacak. Deprem teknolojileri konusunda ülkemize ve uluslararası düzeyde yetişecek insanlar buradan çıkacak. Üniversitemizde kurulan ve faaliyetine birlikte yer güdük sürede geçecek olan Yer Sarsıntısı Teknolojileri Enstitüsünden geleceğin hareket bilimleri, bilgi insanları yetişecek. Vakit Kaybetmeden Erzincan’a değil, ülkemize ve kasaba ülkelere bu haysiyetle faydası ve katkısı olacak.”

Share: