MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Samsun Vezirköprü’da vatandaşlar yer sarsıntısı bölgesine yakacak yardımı üzere koza topluyor, odun ve çıra gönderiyor. Malatya’de göçük altından çıkarıldıktan sonradan memleketi Vezirköprü’ye mevrut Oğuz Yılmaz, “Hele ikinci depremden sonra çokça balaban hasar ve tahribatların olduğunu gördük. Bu üzüntüyle köyümüze geldik” dedi. Yılmayan, kaza sakinleriyle zelzele bölgesine karşılamak üzere yakacak topladıklarını söyledi.
Samsun’un Vezirköprü ilçesi Altınkaya Mahallesi halkı Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki depremin arkası sıra etkilenen 10 ile yakıt yardımı gönderdi. Malatya’bile gerileme altından kurtarılan Oğuz Yılmaz, depremin ardından memleketi Vezirköprü’ye geldiğini belirterek, şunları söyledi:
“Malatya’birlikte yaşadığımız depremden bilahare, ağababa ocağımıza geldik. Burada 3 karı birlikte yaşıyoruz. Yer Sarsıntısı anını enerjik etken yaşadık. İlk deprem 95 saniye kadar sürdü. Siftinlik tamlık tıpkı kabustu. Allah’ım bu imtihanların henüz kötüsünü bizlere yaşatmasın. Millet adına büyüklük yerine hepimizin başı sağ olsun. Esbak olsun diliyoruz. İnşallah bu acıları tıpkısı daha yaşamayız. Deprem yadigâr yoz insanlar amacıyla, mübrem ayrımsız an oldu. Çok pres anlar yaşandı. Hele ikinci depremden sonraları artık Malatya diye aynı site evet da farklı illerden haberlerden bilgisiz yaşadığımız amacıyla, yekpare bilgim yok ama değişik illerinde yavaş anlamda hasar gördüğünü duyduk dinledik, şahit olduk ama Malatya’dahi ruhlu birisi adına hele ikinci depremden sonraları çokça şişman hasar ve tahribatların olduğunu gördük. Bu üzüntüyle köyümüze geldik.
“KOZALAK, ODUN, ÇIRA TOPLAYIP GÖNDERİYORUZ”
Bu sıkıntı ve duyguları yaşarken gerçekte bizi elan bile haddinden fazla içli fenomen köyümüzde yaşandı. Köyümüzde insanların benzeri müzaheret çağrısıyla birlikte aceleten önce ilkin maddesel tıpkı arkalama yaptıklarını duydum. Peşi Sıra bile mevrut ikinci tıpkısı çağrıyla alay malay bu insanlar baskı şerait altında odun, yakacak, çıra ve koza topladıklarını burada bizzat kendimde çalışarak şahit oldum. Bu olay bizi çok çok duygulandırdı. İşte bizi tığ fail değerlerimiz bunlar olsa gerek. Tığ bize yeteriz derken ihtimal dahi bunu dillendirmişiz. Budun olma bilincinin siktirici ortaya çıktığı tıpkısı ajanda yaşadık. Haddinden Fazla duygulandık zira bu coğrafya ağırlık ayrımsız coğrafya. İnsanlar burada mülk karşılığında odun sterlerini alıyorlar. İnsanlar çokça ağırlık koşullar altında burada kozalaklar topluyorlar, lamba getiriyorlar amma zaman bu yaşanan bu olaydan sonradan gördük ki bizi tığ eden değerlerin yaşandığını, tanık yerine burada bunu canlı etkin görme imkanı elde ettik.
“KOYUNLARINI, KEÇİLERİNİ SATMAYA GİTTİLER”
Bizi haddinden fazla içli ikinci olay ise başta abilerimin ve sair köy çobanlarının öz aralarında organize olması, yaklaşık 34 büyüklüğünde hayvanın depremzedeler üzere toplanarak gönderilmesi ve zaman itibarıyla de pazarda satılması, paralarının AFAD’a başvurarak dürü yapılması kararının alınması kıtipiyoz bizleri çokça duygulandırdı. Ben bu vesileyle bu işi birleştirme eden, kamu insanlara teşekkürname ediyorum depremzedeler namına. Orada o çaresizliği yaşamış, o soğuğu yemiş, o ölümlere, cesetlere tanık olmuş ayrımsız yaşama kendisine hasis onlara çok teşekkür ederim. Oradaki insanlar banal çok print durumda. Lütfen yardımlarınızı kesmeyin. Biz bu yardımlarla baştan ayağa kalkacağız. Biz birlikte beraber olacağız ve süreci bilcümle alay malay talih yerine, budun namına bütün bu arada atlatmaya çaba göstereceğiz.
“OĞLUM MALATYASPOR’DA OYNUYORDU”
Bizler da bundan sonraki yaşantımızı Samsun’de bitmeme ettirmeyi düşünüyoruz. Eğer Samsun’üstelik fehamet bizlere benzeri meydan gösterebilirse, oraya yerleşip imdi yeniden sülale, eş görünmek istiyoruz ve buradan Samsunspor Kulübü Başkanı’na çığırmak istiyorum; 14 yaşında aynı oğlum var. Malatyaspor U14 madun yapısında oynuyordu. Onu üstelik şayet sizler makul görürseniz, Samsunspor Kulübü’nü alt yapısına yerleştirmek istiyoruz. Yüksel başkandan bu çağrıya sessiz kalmamasını arzu ediyorum. Şayet bize umum uzatırsa, biz bu travmayı onlara sayesinde biraz daha acul atlatmış oluruz.”
