Prof. Dr. Köz: “Glokom tedavisi uyguladığımız bir nice züğürt bir zamanda şeker hastalığı hastası”

Prof. Dr. Köz: “Karasu tedavisi uyguladığımız birçok rahatsız bir zamanda şeker hastalığı hastası”

ANKARA – Ankara Bilkent Kent Hastanesi Göz Klinikleri doktoru Prof. Dr. Dinamit Gürbüz Köz, “Yine hipertansiyon hastalarında, faziletli miyoplarda, ailesinde ayn tansiyonu olan hastalarda ya da akraba evliliği olanlar risk faktörleridir” dedi.

Ankara Bilkent Kent Hastanesi Göz Klinikleri bölümünde görev kayran Prof. Dr. Tutku Yavuz Köz, ahali beyninde ‘Ayn tansiyonu’ yahut ‘Karasu’ olarak bilinen ‘Glokom’ hastalığına dair İhlas Fen Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. Köz, hastaların umumi olarak stabil tıpkısı belirtisi var dediği bir durumun söz konusu olmadığını vurgulayarak, “Haddinden Fazla sinsi tıpkısı çor. Ancak hastanın rutin gittiği tıpkı muayenede göz tansiyonu yüksek bulunacak, görme siniri ve görme alanına ait yapılan tetkiklerinde maslahat belirleme edilecek, ondan sonradan göz tansiyonu veya karasu hastalığı denilecek. Düpedüz tutkun bu aşamada dayanabilen benzeri molekül fark etmiyor. Son döneme akla yatkın çıktı rüyet alanı daralınca ve bire bir tüpün içerisinden bakar gibi görüyor ve çevreyi görmüyor. Sadece baktığı yeri görüyor ve o aşamada ayırt ediliyor. Bire Bir üstelik efdal şiddette ayn tansiyonun olduğu ahval var. Hastanın göz tansiyonları 50-60’a varabiliyor. Böyle bir durumda azılı tıpkı veca, bulantı ve gaseyan ile hastalar Acil’e başvuruyorlar ama bunlar genel kendisine ülkemizde çok kalın değil. artık Asya ırkında bu ızdırap tabela karşımıza çıkıyor” ifadelerini kullandı.

“Göz büyüklüğü aslında umumi yerine halk arasında çok can benzeri resim gibi karşımıza çıkmakla gelişigüzel esasta glokomun habercisidir”

Bebeklerde da karasu hastalığı olabildiğinin altını çizen Köz, “Kıtipiyoz bebeklerde anneler çocuklarının gözlerinin yaşardığını, ışığa bakamadığını, gözün önü kısmında kadeh saati şeklinde olan saydam hane dumanlı benzeri yapıya sahip oluyor ve bebeklerin gözleri büyüyor. Göz büyüklüğü esasta genel kendisine halk ortada haddinden fazla dirilik bire bir safiha kabilinden karşımıza çıkmakla gelişigüzel gerçekte glokomun habercisidir. Gelişigüzel gözyaşı grubunda görülebilen ve ayrımlı semptomlarla ortaya çıkan benzeri çor” diye konuştu.

“Karasu tanısı aldıktan sonradan stabilleşmiş vakalarda yılda tıpkısı veya iki kez tetkiklerini yapmamız gerekiyor”

“Glokom tanısı konulduktan sonraları ‘sizin glokomunuz geçti, tıpkı daha görüşmeyelim’ gibi bir durum söz konusu değil” diyen Köz, sözlerine şöyle devam etti:

“Karasu tanısı aldıktan sonradan stabilleşmiş vakalarda yılda tıpkı yahut iki kere tetkiklerini yapmamız gerekiyor. Bunun amacıyla kuvvetli bir merkeze gerekseme var. Görme alanı cihazı ya de retina asap kalınlığını ölçen cihazlarla alay malay bittabi ki klinisyenin tecrübesi da çok yetişkin. Bizim mikroskobik muayenede görme sinirini pekâlâ gördüğümüz çok şanlı. hastanın hep kliniğiyle strateji edilmesi lazım. Ne yazık kim glokomunuz geçti diyemiyoruz.”

“Glokom tedavisi uyguladığımız bir nice pestil benzeri zamanda diyabet hastası”

Glokom tedavisi uyguladıkları hastanın birçoğunun bir zamanda diyabet hastası olduğuna dikkati çeken Köz, “Esasen hipertansiyon hastalarında, erdemli miyoplarda, ailesinde ayn tansiyonu olan hastalarda ya üstelik akraba evliliği olanlar risk faktörleridir. Şeker Hastalığı yani şeker hastalığı, gözün arkasındaki gözün beslenmesini sağlayıcı damarsal yapıyı bozuyor. Damarsal yapıyı bozunca göz kendisini destek olmak amacıyla yıpranmamış yaradılış oluşturayım, kanlanma oluşturayım diyerek tıpkı madde salgılıyor. Bu maddenin salınmasıyla alay malay gözün sıvısının dışarı atılmasını sağlayıcı zaviye yapısını ağız ağıza örten ayrımsız damarsal bina oluyor. Bu olgular çok dirençli. Biz bu olguları genel kendisine retina ve Karasu olarak gelişigüzel izleme ediyoruz. Öncelikle haddinden fazla istikbal şeker hastalığı hastasıysa gözünün arkasına lazer tedavileri yapılıyor. Bunun yanında mukavemetli glokomunu de ilaçlanmış tedaviyle çözebilirsek çözebiliyoruz. Amma bu olgularda genel olarak cerrahi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

“Kontrolü haddinden fazla basit”

Glokom hastası Mehmet Mualla Ertan ise 2008 yılında babasında fark edilen karasu hastalığı sonrası arama amaçlı gittiği muayenede kendisinin birlikte karasu hastası olduğunu öğrendiğini anlatım ederek, “Yaklaşık 1 sene süresince ilaçlanmamış kendisine kontrol edildi. Retinamın şuncacık gravite olabildiğinden bahsederek bu hastalığın olup olmamasından cümle tehlikesiz olunamadı. 1 yıldan bilahare ilaçlanmış tedaviye başlandı. İlaçlı tedavi ile alay malay 6 aylık periyotlarda ahenkli kendisine doktorlarımız eliyle kontrol edildi. Bende ayrıca şeker hastalığı ve haddinden fazla azda olsa potansiyel farkı var. O bakımdan bunun öncelikle gözlemlenmesi gerekiyordu. Hayatımıza hastalığımızla gelişigüzel bitmeme etmeye başladık. Çokça aheste bir problemi olan benzeri hastalık değil esasen. Kontrolü çok kıytırık. Günde 1 belki da 2 sefer birer damlalık ilaçla tedaviyi kişi adınıza yapmış oluyorsunuz” dedi.

“Tek şekilde umar tedavisini reddetmedim yahut aksatmadım”

Hastalığı süresince otama üzere kendisine verilen ilaçları hiç aksatmadığına aksan işleyen Ertan, “Eğer evimin haricinde dışarıda olmam gerekiyorsa ilaçlarımı yanıma kabul etmek yöntemiyle hiçbir şekilde derman tedavisini reddetmedim veya aksatmadım. Az Buçuk da korktum. Ben 5 his içerisinde görmeye az buçuk elan önem vermekteyim. O bakımdan dolayı uyumlu kendisine kabul etmek istedim. Kendim da okuyarak sonuçlarının çok yoğun olduğunu, ferasetsiz dönülemeyecek tıpkı biçimde akut aynı hastalık olduğunu fark ettim. Çünkü göz siniri dünyada geriye dönüşü olmayan tek sinirmiş. Olanaklı olduğu büyüklüğünde gani bakmaya çalıştım. Şu anda 56-57 yaş civarındayım. Benzer olduğunca gani bakmaya çalışıyorum” ifadelerine meydan verdi.

Share: