Elazığ ruzname: Avukatlar, 118. Türe Nöbeti’ni Bartın’da Ölen 41 Eroin İşçisi İçin Tuttu: “Türkiye Taşkömürü Kurumu Âtıllaştırılarak Bulunmayan Edilmek İsteniyor”

Bilgi: FAHRETTİN ÖZTÜRK – Alıcı: YOKLUK KARABAYIR

Avukatlar, Çağlayan’daki 118’inci Doğruluk Nöbeti’ni, Bartın’daki beyaz zehir faciasında yaşamını yitiren 41 iştirakçi amacıyla tuttu. İstanbul Maden Mühendisleri Odası Umumi Heyet üyesi Mehmet Makar, “Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK); atıllaştırılarak, yatırım yapılmayarak, tam iştirakçi kadroları açılmayarak, işlevsizleştirilerek yok edilmek isteniyor. Burası, özel şirkete bırakılmak isteniyor. Madencilik, bölünerek yapılmaz. Mıntıka madenciliğinden ödün verilerek, vazgeçilerek yapılan seçkin şey, eskimemiş kazalara, yeni Somalara davetiye çıkaracaktır. Tığ, bunu Soma’dahi birlikte söyledik, Ermenek’te da söyledik, Elbistan’dahi bile söyledik” dedi.

Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde aynı araya mevrut avukatlar, 118. Doğruluk Nöbeti’ni zaman, Bartın’ın Amasra ilçesinde meydana gelen beyaz zehir faciasında yaşamını yitiren 41 işçisi amacıyla tuttu.

Adliye önünde izah eden İstanbul Eroin Mühendisleri Odası Umumi Heyet üyesi Mehmet Makar, şöyle konuştu:

“Bu Adalet Nöbeti’nde, ‘Bartın için doğruluk’ girmek için aynı araya geldik. Maalesef kim yıllardır doğruluk taleplerini siz hukukçularla gelişigüzel yürütmeye çalışıyoruz. Mühendisler, hukukçular, hekimler, ayrımlı mesleklerden türe üzere uğraş etmeye devam ediyoruz. ‘Soma üzere hak’ dedik, ‘Karadon için türe’ dedik, ‘Kozlu amacıyla doğruluk’ dedik, ‘Torunlar üzere doğruluk’ dedik, ‘Hendek üzere hak’ dedik, ‘Gezi amacıyla hak’ diyoruz. ‘İnsanca aynı dirim üzere türe’ demeye devam ediyoruz.

SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR: Hepimizin bildiği kadar, 14 Ekim’da Bartın Amasra’daki TTK’bile tıpkısı grizu patlaması meydana geldi. Bu patlamada 41 madencimizi kaybettik. TTK uhdesinde vadi kayran bu işletmede kestirmece 500 marjinal işçisi çalışırken, tıpkısı vardiyada kısaca 80 madenci düzlük altındayken 41’ini iş cinayetinde, grizu patlamasında kaybettik. Bugüne kadar alınan bilgilere göre, ayrımsız grizu patlaması sonrasında bu katliam meydana geldi.

TTK ATILLAŞTIRILARAK REZERVLER ÖZEL ŞİRKETLERE DEVREDİLİYOR: Grizu patlaması dediğimiz şey, bildiğimiz bataklık gazı gazının yüzdelik 4 ila 14 arasında bir araya gelip, tam müvellidülhumuza ve tıpkı ateşleyici kaynağıyla tıpkı araya gelmesi sonrası ortaya çıkan ayrımsız uzanım. Bu kaymakamlık, TTK’da gerçekleşti. Teknik adına kazanın detayları çalışılıyor. Şu dakika uzman tayin süreci işliyor. Fakat umumi yerine şurası söyleyebiliriz kim ana kendisine TTK, yıllardır, 1990’dan bu yana, Şişman Madenci Grevi’nin yapılması sebeplerinden aynı tanesi bu, 2000’li yıllardan sonradan henüz hızlandırılarak, atıllaştırılarak, yatırım yapılmayarak, tam iştirakçi kadroları açılmayarak, işlevsizleştirilerek namevcut yapılmak isteniyor. Bura, özel şirkete bırakılmak isteniyor. TTK, bu bölgede çokça siftinlik tıpkısı alanda çalışıyor. Kısaca 16 milyon tonluk bire bir kömür TTK’dayken 600 milyon tonluk aynı ihtiraz, oradaki özel şirkete devredilmiş bulunuyor.

ÜÇ İŞÇİNİN YAPACAĞI İŞİ İKİ İŞÇİ YAPMAYA, İKİ İŞÇİNİN YAPACAĞI ŞEYİ BİR İŞÇİ YAPMAYA ÇALIŞIYOR: Madencilik, bölünerek yapılmaz. Bölge madenciliğinden edim verilerek, vazgeçilerek yapılan her özdek, eskimemiş kazalara, kullanılmamış Somalara okuntu çıkaracaktır. Tığ, bunu Soma’de dahi söyledik, Ermenek’te dahi söyledik, Elbistan’bile birlikte söyledik. Yine aynı şekilde Sayıştay raporlarında belirtiliyor. Elan öncesinde, 2016 yılında TTK, öz canlılık raporunda Erke Bakanlığı’na, ‘Benim işçiye ihtiyacım var, bana iştirakçi kadro akarsu açın, eskimemiş mühendis kadroları açın’ diyor. Enerji Bakanlığı’ndan, Hazine Bakanlığı’ndan işçi istek ediyor. Fakat eskimemiş iştirakçi kadroları verilmiyor. Üç işçinin yapacağı işi iki işçi yapmaya, iki işçinin yapacağı şeyi bire bir iştirakçi yapmaya çalışıyor. ve maalesef kim bu makule belalar ortaya çıkıyor.

ELAN EVVEL KARADON’BIRLIKTE, KOZLU’DE DE HUSUSI FİRMALARA VERİLEN İŞLERDE BILE GRİZU PATLADI: TTK’nın özellikle akim tıpkı şekilde yönetilmesiyle bu çeşit engebe ortaya çıkıyor. Henüz önceki Karadon’üstelik, esas işi galeri kurcalamak olan TTK, bir firmaya verdi, grizu patladı, 30 güç yaşamını kaybetti. Kozlu’da hususi tıpkısı firmaya verildi, grizu patladı, 8 işçi yaşamını kaybetti, 10 iştirakçi yaşamını kaybetti. Amasra’dahi birlikte iş alanı, onay alanı bölünerek bu şekilde sürdürülüyor.

TTK’NIN BİLİMSEL, TEKNİK ÇALIŞMALARLA, LİYAKATLE AYAĞA KALDIRILMASI GEREKİYOR: TTK’nın liyakatsizliğiyle ilişik şöyle yeknesak verebiliriz: Beyaz Zehir Mühendisleri Odası Zonguldak Şubemizden tıpkı maden mühendisi meslektaşımız, TTK’nın yücelme sınavlarında bir numara oluyor. Fakat birinci olmasına karşın mülakatta elenerek başmühendis olmasının önü kapanıyor, arkadaşımızın kadrosu verilmiyor. Bunun gibi onlarca, yüzlerce kat sayı, TTK’daki çürümeyi ortaya çıkarılabiliyor. TTK’nın lazım bilimsel, teknik çalışmalarla gelişigüzel ayağa kaldırılması, liyakatle, bilimle, teknikle birlikte banal kamusal üretimin yapılması gerekiyor. en son söyleyeceğimiz husus; bizim sığınağımız, kader evet de yaradılış değildir. Bizim sığınağımız, bizim kılavuzumuz marifet ve tekniktir. Bilgi ve teknikten uzaklaştırılarak atılacak her bir kadem, yeni benzeri Soma’dır, eskimemiş bir Ermenek’tir, yeni ayrımsız Kozlu’dur, bakir ayrımsız Karaman’dır dedik ve maatteessüf Bartın’ı, Amasra’yı yaşadık. O yüzden bilgi ve teknikten ayrılmadan metin ve sakıncasız tıpkı üretim gerçekleştirmek zorundayız. Yine başımız salim olsun diyoruz. ‘Bartın için da adalet’ demeye bitmeme edeceğiz.”

“TÜRKİYE’DE ÇÖKMÜŞ BİR SİSTEMDEN BAHSEDİYORUZ”

DİSK İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Dairesi Müdürü Tevfik Çağ ise yaptığı konuşmada, dağilmiş ayrımsız sistemden bahsettiklerini belirterek şunları söyledi:

“2014 yılında Türkiye’üstelik kullanılmamış ayrımsız hep oluşturulmaya çalışılmıştı. Adi fevk 15-16 yıldır bu sistemin uygun, geliştirilmiş ve adi kayırıcı onuruna uygun bir şekilde birey geçmesi için ceht sarf etmiş bire bir kurumdan bahsediyorum, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’ndan (DİSK). Amma nazik umutlarla yapılan bu çalışmalarda gördük kim Türkiye’bile haddizatında ayrımsız cümle değil, çözülüm tıpkısı sistemin ve kanla örgülü, bunun üzerinde karlarla kendisini besleyici bire bir anamal sınıfının altında eksik tıpkısı sistemden bahsediyoruz. Bu bozgunluk tümce üzerinde kurulmuş benzeri kanun, oluşturulmuş bir kanun, hep biliyor 6331 çevrilmiş İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ve sonuçta haddinden fazla güvenilmez umutlar angaje bağımsız benzeri yasası olmasından dolayı imdi Türkiye’bile iştirakçi sağlığı, hareket güvenliği sisteminin hep sorunlarını halledeceği söylenmişti.

SERMAYENİN İŞÇİ SINIFINA AÇMIŞ OLDUĞU İÇ ÇEKIŞME ASLA TÜKENMEDİ: Ancak tığ biliyoruz ki geçmişten bugüne, Çalışma Bakanlığı’nın 1946 yılında kurulmasından 1980 askeri darbeye büyüklüğünde DİSK’in yaptığı benzeri tespit vardı. O belirleme, zaman hala meri. O dönemde 20 binin üzerinde, 30 yıllık ayrımsız süreçte 20 binin üstünde işçi ölmüştü ve DİSK, sermayenin işçi sınıfına ilgili açmış olduğu benzeri iç savaştan bahsetmişti. ve zaman baktığımızda, bu iç savaşın asla tükenmediğini, asla bitmediğini görüyoruz. Çıkarılmış kanun, yenilgi bir sistem üzerinden oluşturuldu ve serencam itibariyle bu üstelik yetmedi, sermaye açısından 40’a mail fark gündeme getirildi. Bu tadilat açıktır kim sağda, solda şuncacık işçi sınıfı amacıyla, emekçiler üzere hayrına olacak, onların yararına olacak bu tuhaf düzenlemeler bile ortadan kaldırmak üzere. Bunlardan sunma kebir sektörlerden biri, genişlik gösterişli sektörlerden biri madencilik sektörü. Madencilik sektöründe açıktır kim inanılmaz özelleştirmeler, rövanşlar, taşeronlaştırmalarla o iri tamamiyet ortadan kaldırıldı. O bütünlüğün ortadan kaldırılmasıyla gelişigüzel azgın benzeri anamal deneyim ortaya çıkmaya başladı. Yasanın kendisi, bu deneyim sürecinin önünde bariyer olmayacak şekilde yapıldı. ve madenlerde bugün yaşadığımız bu katliamlar, bu trajik canip, bizi ümitsiz ve hiddetli kılıyor.

ÖFKELİYİZ, ÜZGÜNÜZ AMA TÜRE İÇİN ASLA BU SİSTEMİN UYGULAMALARININ PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ: Ama biliyoruz kim bu aynı dershane mücadelesi, bu tıpkısı akın ve bu saldırıya ait kendisine gücümüz yettiğince, ömrümüz yettiğince buna karşı duracağız. Bu resülmal deneyim düzeni değişmedikçe, bu taşeron güvencesiz dizge değişmedikçe bu ölümler, bu katliamlar devam edecek. Sadece aynı iktidarla ilişik değil, tıpkı sistemden bahsediyoruz. Bu da açıktır kim sermayeci sistemdir. Onun üzere bile evvelce haykırdığımız kabil, evveli söylediğimiz kadar bu işin sorumlusu sendikalardır, üniversitelerdir, çığır bakış ve birlikleridir ve onların oluşturacağı alternatif bire bir bütün üzerinden gidecektir. Bunu başarabildiğimiz, bunu hayata geçirebildiğimiz ölçüde icraat, denetimler, yaptırımlar ve alanın geliştirilmesi üzerine elimizde çok bati ayrımsız medar oluşacaktır. Bunun mücadelesine devam ediyoruz, sürdüreceğiz, asla ve asla bırakmayacağız. Öfkeliyiz, üzgünüz ama türe için, ölen madenciler için, ölen insanlar üzere, ölen işçilerimiz için katiyen bu sistemin uygulamalarının peşini bırakmayacağız. Seçme antlaşma yüzlerine vuracağız ve hayatın içerisinde onlara cebin mücadelemizi sürdüreceğiz.”

“GÖZ GÖRE GÖRE GELEN BİR IÇTIMAI CİNAYETİN SONRASINDA YENİDEN TOPLANDIK”

Avukat Evren İşler, göz bakarak gören gelen bire bir sosyal cinayetin arkası sıra esasen burada toplandıklarını belirterek şöyle konuştu:

“Biz, temas katliamdan sonra tıpkı şeyleri söylemekten bıkmıyoruz. Çünkü gerçekleri söylemekle yükümlüyüz. Fakat şurası ifham etmek geçişsiz; amme görevlileri ilkin kalkmak üzere, siyasi erk özellikle doğmak için bu katliamlardaki sorumluluklarının üstünü örtmeye çalıştığı sürece, hâkimiyet tarafından bu katliamların hamur sorumlularının ortaya çıkarılması engellendiği sürece bu katliamlar maatteessüf bitmeme ediyor, edecek.

ÖZELLEŞTİRME POLİTİKALARININ BİR SONUCU KENDISINE GERÇEKLEŞTİ BU KATLİAM: Bartın’dahi yaşanan durumlar, esasen hepimiz üzere daha öncekilerin tıpkısı tekrarı. Özelleştirme politikalarının, enerji politikalarının bire bir sonucu kendisine gerçekleşti bu katliam. Madende, madenin dimdik şekilde ayakta durmasını sağlamaya yetecek sayıda da işçi bulundurulmayarak, bütün beyaz zehir havzaları özelleştirilmeye doğrulama edilmeye çalışılarak ve bu arada üstelik bu madende müteharrik, işlemek zorunda olan insanların hayatı tamamen göz ardı edilerek tıpkısı proses organizasyonu görüyoruz Bartın’üstelik.

SOMA’NIN LAHZADA SONRASINDA ‘TRAFO’ DEMİŞLERDİ. BARTIN’ÜSTELIK DE AYNI ŞEYİ SÖYLEDİLER: Tıpkı şeyi daha göstermek gerekir. Soma’nın lahzada sonrasında ‘Trafo’ demişlerdi. Bartın’bile da tıpkısı şeyi söylediler. Göz göre bakarak katliamları gerçekleştirdikleri kadar, ayn göre bakarak ve tıpkı adımlarla katliamların üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Bu memleketin dört bir yanı sıra insanlar acılarda ve adaletsizliklerde ortaklaştırıldı. Değme yerde insanlar doğruluk üzere sokakta. Biz avukatlar, yıllardır hak nöbetleri tutuyoruz. Bu memleketin hepimize, herkese, ama en çokça üstelik öldürülmüş işçilere adalet borcu var. Bunu bulmak üzere bütün birlikte savaşım edeceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Her neyle karşımıza gelirlerse gelsinler icap sansür yasasıyla ister ailelerin evlerini çevirdikleri Din personeliyle lüzumlu aba altından gösterdikleri sopalarla gelsinler, gerçekleri söylemekten, hak arayışından vazgeçmeyeceğiz. Nasip planı değil, fıtrat değil. Biliyoruz kim hiçbir işin fıtratında ölüm yoktur. Bunu iktidarın bilcümle temsilcilerine kabul ettirinceye kadar kayırıcı, çekicilik, su ve toprak için türe istemeye bitmeme edeceğiz.”

“KENDİLERİ ZIRHLI ARAÇLARLA, 300 KORUMAYLA GEZERKEN ‘BİZ BAHT PLANINA İNANIYORUZ’ DİYORLAR”

Avukat Ahmet Olmuş ise yaptığı konuşmada, felek-hilkat söylemlerine itiraz ederek şunları söyledi:

“Kaderden, fıtrattan çekmek istiyorum öncelikle. Biliyoruz; hepimiz, buradaki bilcümle gözcü arkadaşlarım biliyor. Bu çağda, bu teknolojik evolüsyon düzeyiyle madenlerdeki engebe karışma oluşmak için kişioğlu hareket kazalarının topu topu engellenebilir, önlenebilir. Önlemeyenler, aynı yandan kendileri zırhlı, güvenliği en son düzeyde araçlarla, 300 korumayla gezerken bir yandan de ‘Biz talih planına inanıyoruz’ diyorlar. Bu kuşkusuz tıpkı ikiyüzlülüktür? Hoppadak o resim dahi, o konuşmaya geldiği andaki tabela dahi kaderin olmadığını göstermez mi? Mademki nasip, buyursun kendisi dahi normal tıpkı adam kadar önünde yürüsün, etkinliklerine katılsın.

AÇIKÇA ŞÜPHELİ OLDUKLARINDAN ENDIŞE DUYULMAYACAK YETKİLİLER, DELİLLERİ KARARTABİLİRLER: Elbette tığ avukatlar, usa vurma faaliyetinde halkın temsilcileriyiz. ve halkın emeğiyle geçinenler, evine hemen ekmek götürenlerin ayrımsız bölümünü değme dönem onar onar kaybediyoruz. Topluca tıpkı cinayet işlendiğinde, katliama dönüştüğünde, yüreğimiz sızlayarak bilcümle gücümüzle adaletin peşinde koşuyoruz. Ama şu resim da bizi yine endişelendiriyor. Benzeri yanlışlık mahali var beyninde. Cuma Namazı haset saat 18: 15’ten itibaren yanlışlık mahaline dönüşen ocakta, vazıh kaba olduklarından düşünce duyulmayacak yetkililer, delilleri karartabilirler. Orası, yargının kontrol ettiği bire bir alana dönüşmedi. Arkadaşlarımız aceleten olabilecek yeryüzü bodur sürede ihbar dilekçesini sundular, bunun amacıyla talepte bulundular. Amma küşade yetkililer, yanlışlık mahalindeler ve ihtimal delilleri karartıyorlar. İş cinayetlerinin sebebi tabii ki bu cümle. ‘Koş koş, haydi hadi’ düzeni. Bunu, feyiz üzere elan apiko kelimelerle topluma anlatıyorlar. Mutluluk dedikleri teknolojik gelişmeyle oluyorsa amenna. Ama benzeri işçinin işini beş işçiye yaptırtmak, üç işçiye yaptırtmakla oluyorsa bu cinayetlerin olması kaçınılmaz, hele de böylesi riskli ayrımsız alanda.

OLASI KASTTAN CEZA VERMEKTEN İMTİNA EDİYORLAR: Tığ, usa vurma faaliyetinde halkın, emekçinin, işçinin temsilcisiyiz. Buradaki bütün türe nöbetçileri, adaletin adına gelmesi amacıyla, yargının hamhalat, yurt ve katliamları teşvik edici pratiğini, kararlarını sona erdirmek için savaş ediyoruz. Umulur kasttan ceza vermekten imtina ediyorlar. Çok boş Amasra için daha hep beceri veriler elimizde değil. Amma öncesini biliyoruz ve geçmiş veriler ortada. Boş cinayete okuntu çıkartan tıpkısı sistemin sorumluları, hep yetkililer mümkün kastla eş öldürmekten ceza almadıkça, bizim alanımız bu olduğu üzere söylüyoruz, yegâne başına bu tam değil tabii amma yargılama faaliyeti itibarıyla bu hür gerekliliktir, kıya düzenini bitmeme ettirmeleri olanaklı olacak.

HİÇBİR İŞÇİ ÖLMESİN DİYE SONUNA KADAR DOĞRULUK SAVAŞINI SÜRDÜRECEĞİZ: Bu nedenle direnişçilere tığ de aynı kat daha kortej veriyoruz. Soma’üstelik, Ermenek’te, Hendek’te, Torunlar’de ve bir nice hareket cinayetinde olduğu kadar burada dahi sonuna kadar ölen emekçilerin ailelerinin, yaralanan işçilerin yanında olacağız. Bütün engellemelere rağmen mücadelemizi sürdüreceğiz. Sevgili Birey Atalay’ın sık sık kullandığı kabil; evine ekmeğini yollamak amacıyla çalışırken hiçbir iştirakçi ölmesin diye sonuna büyüklüğünde hak savaşını sürdüreceğiz.”

“POLİS ARKADAŞLAR, 3 VEYA ELAN FAZLASI KAMERAYA ALIYORLAR BURAYI”

Avukat Eksiksizlik Aytaç, “118. Doğruluk Nöbeti’mizi tamamladık amma ihtimal dikkatinizi çekmiştir, polis güçleri rüfeka, üç yahut daha fazlası kameraya alıyorlar burayı. Fena Hâlde bir şey, gani ayrımsız öz belgelenmesi, elhak biz üstelik onu istiyoruz. Duymayan çap yetkilileri varsa onlara ulaştırsınlar. Amma bu yaptıkları işle ilişik, buradan yanlışlık anlamak adına, 41 işçinin ölümüne el açan gözü bağlı, iskele babası o yetkililerin belki tıpkı zerre vicdanı sızlar üstelik imdi o madenlerde işçilerin ölmesinin önüne geçilir” dedi.

Share: