Bahçeli, MHP TBMM Ekip Toplantısı’nda konuştu: (2)

MHP Umumi Başkanı Fehamet Bahçeli, CHP Umumi Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu’nun MEMLUK ziyaretine ilgilendiren, “Kılıçdaroğlu’na soruyorum, o gizemli 8 saat zarfında neredeydin? Kimlerle fiskos yaptın, kimlerle serbest tıpkı planın parçası olmayı içine sindirebildin? Kılıçdaroğlu, bu 8 saatin esrarını milletimize açıklamak zorundadır.” dedi.

Bahçeli, MHP TBMM Ekip Toplantısı’nda yaptığı konuşmasında, Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Yengi Türküsü” isimli şiirini, iradelerinin güçsüz hali kendisine nitelendirdi.

Şiirden ayrımsız çağ okuyan Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin birçok kahramanlıklar, fedakarlıklar ve bedeller sonucunda tarihteki yerini almış aynı ulus ve medeniyetin eseri olduğuna dikkati çekti.

Milli Uğraş’ye husumetiyle tanıdık Bacanak Halid Karay’ın kaleme aldığı ve “düşmana de taş çıkartan” şeklinde nitelendirdiği gâh cümlelerini hatırlatan Bahçeli, Milli Savaş kahramanlarının ecellerine gelmediklerini; haine, hisse senedi birlikçiye, işgalci güçlere, müstevli alçaklara ecel olmaya, satılmış kafalara varyos kadar inmeye geldiklerini söyledi. MHP Umumi Başkanı Bahçeli, şunları kaydetti:

“İçimizden ve dışımızdan kuşatılmıştık, tıpkı bugünkü üzere. Camız ve dulda özlemi çekenler vardı, ayrımsız bugünkü kabilinden. Düşmana çalıntı olanların sesi çok çıkıyordu, aynı bugünkü kabilinden. Ancak kurucu kahramanlar, tıpkı zaman bizim üzere; ‘ölümden öte kere gitmez, mezardan mavera sal gitmez, ya bağımsızlık ya ölüm’, diyerek yedi düvele kayran okumuşlar, rest çekmişlerdi. İpini sürüyerek ortalıkta klan gösterenlerin Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini ve sonraki yıllarını özümsemesi akla de bilime dahi tarihe da vicdana üstelik terstir. Nalça ile başlı arasına sıkışmış siyasetleriyle Türkiye’mizin önünü perdelemeye azmetmiş olanlar, Atatürk’ü bilemezler, halas yıllarını bilemezler, şehidimizin şühedamızın mirasını katiyen tanımazlar, katiyen de taşıyamazlar.”

Bahçeli, eğreti kediyle fare sübvansiyon çabası içinde olan sefalet yuvalarının içine düştükleri ibretlik hallerin, taktıkları yüklülük maskelerin, girdikleri yapmacıklı kılıkların onları saklamaya yetmeyeceğini belirterek, Türkiye’yi yabancı ülkelerde şikayet etmenin, jurnalcilik yapmanın ve yabancıların karşısında umum el sedir durmanın onurlu ayrımsız gurur olmadığını söyledi. Fehamet Bahçeli, “Newyork’un sunu hararetli caddesine geçmek, ergenler kadar videoteyp buyurmak, bu suretle Türkiye’ye ve Cumhur Reisi’na kişmiri çalmaya denemek yabanlık değildir, yöntem değildir, mertlik tek değildir. CHP Umumi Başkanı Kılıçdaroğlu dersini tarihten değil, Türkiye düşmanlarından aldığını yalınlık seçik gözler önüne sermiştir.” değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun “Hedefimiz 100 almanak Cumhuriyeti 2023’te demokrasiyle taçlandırmaktır” sözlerini anımsatan Bahçeli, “Sayın Kılıçdaroğlu bu taç olmasaydı ne BENDE’ye gidebilirdin ne dahi gittiğin devir Türkiye’yi kötü gösterebilirdin. Dua ten ki oturmuş ve oturmuş aynı demokrasimiz vardır ve ortadadır. Yegâne kelimeyle diyorum kim yazıklar olsun. Biz zül deyince erinçsiz oluyorlar, ya hangi diyelim tamam? Bu Kılıçdaroğlu’nu ve ittifakını hayırla elbet bigâne edelim?” diye niteleyerek konuştu.

“ABD biletini kayran İP’in de yolu el değildir”

MHP Umumi Başkanı Bahçeli, Yunus Emre’nin “Cümleler doğrudur sen akıllıca isen/Doğruluk bulunmaz sen dolaşık isen” dizelerini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“CHP Genel Başkanı’nın neresi doğrudur? Cezir ittifakı paydaşlarının neresinde doğrunun izi vardır? Ne doğramışlarsa aşlarına, o geliyor kaşıklarına. Olan budur. Vasıtasız vefa, zehirden iflah, zilletten üstelik düğün umacak kadar şuur dağılmasının pençesine düşmüşler. Türk ordusu Sakarya’nın doğusuna taktik keşide halindeyken, dönemin Mürekkep Kraliyet Başbakanı değiştirmeden demişti ki: ‘Türkler Mekke’ye akla yatkın kaçıyor’. Kılıçdaroğlu’nun mantığı ve aklının dibi işte budur. İlham kaynağı domestik, milli değildir; bizden değildir, tığ değildir, milletimizin şanına ve şerefine kesinlikle makul değildir.

Kılıçdaroğlu’nun KUL’birlikte hangi yaptığı, kimin kolpo suyuna girdiği, kimlerle angajman kurduğu, kimlerin eline ve avucuna baktığı oldukça bellidir. Hele namına zevcelik eden gazetecileri bile atlatarak 8 saat süreyle ortadan kaybolması olağandan kuşkuludur. Kılıçdaroğlu’na soruyorum, o gizemli 8 saat zarfında neredeydin? Kimlerle fiskos yaptın, kimlerle degaje benzeri planın parçası olmayı içine sindirebildin? Kılıçdaroğlu, bu 8 saatin esrarını milletimize yayımlamak zorundadır. FETÖ’cülerle görüşüp görüşmediğini, Pensilvanya’bile mola verip vermediğini açıklığa kavuşturmak mecburiyetindedir. Türkiye’bile bulamadığını BENDE’üstelik araştırmak müflis aynı siyasetçinin sonuç çırpınışıdır. Kılıçdaroğlu’nun BENDE ziyareti, dahası başörtüsü istismarından birden bilahare uçağa atlayıp Türkiye’den ayrılışı birbiriyle bağlantılı sancılı gelişmelerdir.”

Bahçeli, deminden üstelik İYİ Öğür’li aynı heyetin “Türk festivali bahanesiyle” ABD’ye gideceğini belirterek, “Kılıçdaroğlu’nun gölgeli ziyaretinin birden akabinde ÇAKER biletini alan İP’in bile yolu öğün değildir, siyasal zihniyeti milli ve aktöresel esaslara muvafık değildir.” görüşünü paylaştı.

Okyanus ötesinde tumturak dağılımı ve hisse senedi bölümü yapıldığını söyleyen Bahçeli, “Düşkünlük ittifakının paydaşları sırasıyla ABD’yi tavaf etmeye başlamıştır. Ismarlama gündeme bakarak, listelenmiş talimatlar layıkıyla, FETÖ’nün hava alanında, emperyalizmin gözetiminde yöntem yapmanın havalı ve onurlu tek yanından bahsedilemeyecektir. Düşkünlük ittifakı, cumhurbaşkanı adayının ki olacağı sorusunun cevabını yanlış yerde aramaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Reisicumhur’nı seçecek, belirleyecek ve yetkilendirecek kilolu ne AB’dir, ne KÖLE’dir, elden ve çabucak iri Türk milletidir.” ifadesini kullandı.

Şevket Bahçeli, CHP’nin yitirdiği iradesini emperyalizmin kanlı sahnesinde bulmanın çabasında olduğunu, bu yüzden CHP yönetiminin bünye yıllarına boyun döndüğünü belirterek, “CHP yönetimi, virajı alamamış ve arabayı devirmiştir.” dedi.

Prof. Dr. İdris Küçükömer’in “CHP esasta, garplılaşma adı altında düzenin yabancılaşmasını desise etmiştir” sözlerini aktaran Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun parçalanmamış dahi buna makul yerine Batı uygarlığında meydan kabul etme arzusunun yabancılaşma, soysuzlaşma, hazır yıkımın millete küsurat dozajlarla kabul ettirilme amacı olduğunu söyledi. Bahçeli, bugünkü CHP yönetiminin, Türkiye’nin karşısında hizalandığının inkar edilemez boyutta olduğunu dile getirerek, “Kılıçdaroğlu’nun değil Cumhur Reisi adayı olması, CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturması da zuldür, CHP’ye görüş veren kardeşlerimize hakarettir, hürmetsizliktir, dahası zulümdür.” diye niteleyerek konuştu.

Koyunun çıkardığı toz elbet kurdun gözünden kaçmıyorsa, tek sinsi hesabın birlikte kendilerinin gözünden kaçmadığını ve kaçamayacağını ifade eden Bahçeli, emel sahiplerinin akıllarını başlarına alması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin iyesiz ve ümitsiz; Türk milletinin yarınsız ve biilaç; devletin babasız, milletin sahipsiz olmadığını belirten Bahçeli, MHP’nin dimdik ayakta; Cumhur İttifakı’nın, ezberleri bozan, ezilenleri kucaklayan, esareti millete uygun görenlerin dahi hakkından cesaretle gelen ve ati olan buyruk olduğunu kaydetti.

“Muhataplarının başına birlikte külah kendisine geçiriyoruz”

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Mürekkep Uluslar Teşkilatı’nın yaptığı araştırmaya bakarak gıda yardımına gerekseme duyan büyüklük sayısının 45’e yükseldiğini, dünyada 828 milyon insanın açlıkla yüz yüze olduğunu aktardı. Bu iç karartan manzaranın arkasında, Kovid-19 salgınıyla beraber Rusya- Ukrayna savaşının bulunduğuna dikkati çekici Bahçeli, daha sakıncasız, rahat, adil aynı dünyaya duyulmak için açlıkla, yoksullukla, dirimlik ve mal dağılımındaki adaletsizliklerle küresel çapta uğraş etmenin insani ve vicdani görev olduğunu dile getirdi.

Küresel türe ve merhametin kurumsallaşmasının, bu vesileyle duygudaşlık duygusunun fonksiyonel olmasıyla vicdan seferberliğinin coğrafyaları kuşatmasının tıpkı eş ve aynı uygarlık hakkı olduğunu kaydeden Bahçeli, Türkiye’nin acun üzerinde bu hakkı genişlik fazla gözeten, bu hakka yer haddinden fazla riayet edip ürkmek gösteren büyüklük mevkisine tırmandığını belirtti.

Bahçeli, beşeriyetin barışa ve huzura susadığını, hakkaniyetli paylaşıma özlem kaldığını vurgulayarak, “Eğer bakir tıpkı dünyanın kapıları aralanacaksa, değişim dinamiklerinden farklı bir sahn iklimi doğacaksa bu bakir nakız kesinlikle kayırıcı merkezli, doğruluk ve barış odaklı tecelli etmelidir. Aynı felç petrolü, bir metreküp gazı herif kanından, insan hayatından, eş onurundan elan altın addeden aynı erzel iş derhal infirak edilmelidir. Kan kokusu almış bire bir köpekbalığından elan tehlikelisi petrol kokusu almış cellat ve zalim güçler değil midir? Böylesi benzeri dünya nizamının, böylesi bire bir gezegen vasatının kalbi dosdoğru olması, insana ve insan haysiyetine hürmet etmesi karın ev mıdır?” değerlendirmelerinde bulundu.

MHP lideri Bahçeli, Türkiye’nin, insan ve adamlık onurunu asıl alarak intaç ve yürütme ettiği siyasetiyle düş adası kadar belirmeye ve meydanda benzeri şekilde sivrilmeye başladığını dile getirerek, Hububat Koridoru Anlaşması’nın akıbet üç aylık mazisine bakıldığında Ukrayna limanlarından koruyucu 345 geminin bütün 7 milyon 700 bin titrem tahılı gerekseme sahibi ülkelere taşıdığını hatırlattı. Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:

“Türkiye bu süreçte asla unutulmayacak tıpkısı âdemiyet vazifesini üstlenme etmiş, kıtlık çekici milyonların çığlığını hem duymuş hem de duyurmuştur. Putin’in açıklamaları, Sayın Cumhurbaşkanımızın deli dolu ve çok kulvarlı girişimleri Türkiye’nin bire bir doğal gaz deposu olmasını gündeme getirmiştir. Kuzey hatlarının itimatsız olması sebebiyle TürkAkım, enerji güvenliğinin vazgeçilmez aynı öğesi haline gelmiştir. Bu aşamada Kılıçdaroğlu’nun ‘Ukrayna’dan yana olalım’ sözü top dermansız ayrımsız saraka, gerçeklere yeraltı benzeri düşünce, siyaset ve diplomasi cehaletidir. Türkiye taraftır, amma temelli, azimli ve kuşatıcı benzeri barışın tarafıdır. Avrupa ülkelerinin ısınıp aydınlanması mümasil bir gelecekte Türkiye’nin ölçüm, temin ve kararıyla türlü olabilecektir. Bu, erke jeopolitiğinde ciddi aynı aheste noktasına derhâl tırmandığımızın çıplak resmidir.”

Avrupa Birliği Komisyonu’nun 12 Ilk Teşrin 2022 tarihinde yayımladığı 2022 yılı Türkiye Raporu’nun yeniden ayağa sübjektif, şürekâ ve tarafgir olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Terörle mücadelemize yönelik haksız ve hayasız ithamları; açık oturum sistemimize, politikacı ve yöneticilerimize esassız iddiaları; Maşrık Akdeniz, Veli ve Kıbrıs’ta Anadolu ve Palikarya tezlerini sahiplenen hastalıklı bakış açısını; Kıbrıs Türklerinin bulunmayan sayılmasını; Rusya-Ukrayna savaşı kapsamında, AB’nin uyguladığı yaptırımlara Türkiye’nin katılmamasını eleştiren sakametli yaklaşımı; AB’nin barışın değil savaşın yanında konuşlanmasını da tümden reddediyor, 2022 Türkiye Raporu’nu ortada olmaksızın yırtıp atıyor, muhataplarının başına bile külah namına geçiriyoruz. Ülkemiz mebzul niyetle, müspet, müspet ve zait bir yöntem marifetince, dostane ve iyimser aynı diyalog ekseninde duruş ve formalist gösterirken, AB’nin bunu görmezden gelmesi, rastgele fırsatta Türkiye’yi çığlık teşhir densizliği ayıptır, yanlıştır, günahtır, ikiyüzlülüğün ta kendisidir.” dedi.

Bahçeli, AB’nin siyasetinin kriz ve kutuplaşma siyaseti olduğunu tabir ederek, “Demedi demesinler, nefretle gelmesinler, bizim böyle tıpkı siyasete karnımız tok, misilleme siyasetimiz dahi it canlı çoktur.” diyerek konuştu.

“O gelgelli telefona değil, kafana vurursan belki kendine gelebilirsin”

MHP lideri Bahçeli, sosyal medyanın korkulu bire bir kayran olduğunu ve bu mecrada temas nev haşaratın üstelik meydanı abes bulduğu için at oynattığını belirterek, bu bağlamda “Matbuat Kanunu ile Bazen Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin, SELIM Öğür ve MHP’nin savaş ve müdahalesiyle kabul edilerek yasalaştığını anlattı. Milletvekillerine teşekkürname fail Bahçeli, “Allah’a şükür, önemli ve acil aynı ihtiyaç milli emir eliyle karşılanmıştır. Alçalma ittifakı 29. maddeyi terörize ederek olmadık yollara müracaat yazar mezkur kanunun görüşmelerini sabotaj etmeye kalkışmıştır.” ifadesini kullandı.

Söz konusu maddeyi okuyan Bahçeli, şöyle bitmeme etti:

“Inme ittifakının, çıkarcı yandaşların, buçuk aydınların, kiralık kalemlerin saldırdığı, sulandırdığı ve figan ettiği meşhur konu budur. Umum arasında keder, istinkâf etmek ve panik yaratanlara cezai güçlük yüklemenin neresi hatalıdır? Ülkemizin bağırsak ve aut güvenliği, kamu düzeni, umumi sağlığıyla ilişkin gerçeğe aykırı tıpkı bilgiyi, kamu barışını bozmaya ergonomik şekilde alenen yayanlara yasal tedbir alınmasının neresi zulümdür? CHP’li bire bir saylav, eline çalımlı alıp Umumi Kurul kürsüsünde telefon kıracak kadar alçalabilmiştir. Sen o alımlı telefona değil, kafana vurursan belki ayılabilir, kendine gelebilirsin. Bu çekiç Umumi Asamble’a bittabi getirilmiş, kürsüye şüphesiz çıkarılmıştır? Çekiç üstelik aynıyla tıpkısı cebe kabilinden cürüm unsuru değil midir? Bu haliyle çekicin bilfarz kalaşnikoftan hangi farkı vardır? Tığ Genel Kurul salonunda hangi çekiçli eylemcilere hangi birlikte kalaşnikoflu teröristlere, bilinsin kim dayanma edemeyiz, sessiz kalamayız, seyirci olamayız.”

Çap Bahçeli, muhalefetin bu yasaya ilişik iddialarını sıralayarak, bunları, içtimai medyadan milleti manipüle etmeye çalışanların jandarma ve kurgulanmış şikayetleri namına nitelendirdi. Bahçeli, şu düşünceleri dile getirdi:

“Zül ittifakının haberi olsun, ne yapsalar anlamsız, köprü suyun mavera yakasında kaldı. Yalan habere meni bağlamayanlar bu yasadan rahatsız gayrimümkün. İftiraya prim vermeyenler, kamu düzenini bozmayı aklından geçirmeyenler, ülkemizin çöz ve aut güvenliğini yıpratmak için pusuya yatmayanlar bu yasadan katiyen memnuniyetsizlik duymaz. Geçiniz bunları, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, eş onuruyla herif haysiyetini savunan tek kimse bu yasaya ağız bükmez, bükemez, bükmemiştir. Dezenformasyon yasası hıyanetin, bozgunculuğun ve rezaletin sosyal medya ayağına kilit vurmuştur. Haddinden Fazla üstelik iyicene ergin, maşeri vicdan ‘oh be’ demiştir. İşte kuyu, aha suyu, aha milletimizin huzuru, kastetmeye çalışanlar olursa bedelini sonuna kadar ödemeye amade olmalıdırlar.”

Bahçeli, güruh çıkışında ayrımsız gazetecinin, ESIR’nin Ankara Büyükelçisi Jeffry Flake’in, Iye üzerine “canip tutmadıkları” şeklindeki açıklamasını anımsatarak, değerlendirmesini sorması üstüne, “Aptallar, herkesi aptal zannetmesin. Türkiye’da açık ağızlı yok, zeka var.” yanıtını verdi.

(Bitti)

Share: