Adnan Oktar kombinasyon suç örgütü davası yarına ertelendi

Adnan Oktar silahlı cürüm örgütüne yönelik hükmün istinaf yoluyla usulden bozulmasının peşi sıra 72’si vakfedilmiş 215 sanığın yeniden yargılandığı davada, tutuklu sanıkların mütalaaya alın savunmaları alındı.

İstanbul 30. Ağır Sıklet Ceza Mahkemesince, Marmara Delik karşısındaki salonda tanıdık davanın 21. duruşmasına, Oktar’ın dahi aralarında bulunduğu bazı vakfedilmiş ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.

Duruşmada, kâh vakfedilmiş sanıklar, ana hakkındaki mütalaaya karşı serencam savunmaları yaptı.

Tutuklu maznun Saim Yiğitlik Ertüzün savunmasında, “Bizim kabahatli olduğumuza kimesne inanmıyor. Burada suç gibi gösterilen şeyleri yapmaya vaktim namevcut. Bütün suçlamaları reddediyorum. Hiç kimseye alın karalama kampanyası yapmadım. Bunun birlikte bir tane tıpkısı somut delili yok zaten.” dedi.

İddianamede itham yerine kayran düz “turnike sistemi”yle ilişik konuşan Ertüzün, “Bu 1999’dahi Adil Serdar Saçan’ın ortaya attığı bir öz. İğrenç bire bir herkes. Tek ayvaz özlük kız arkadaşına ya birlikte başkasının arkadaşına bunu uygulamaz. Ayvaz bu fıtratta yaratılmamıştır. Erkeğin fıtratı buna akla yatkın değil.” ifadelerini kullandı.

Tutuklu sanıklardan Şecaaddin Çelikler, mütalaada namına yöneltilen suçlamaların mesnetsiz olduğunu iddia ederek, “Yanlışlık örgütü değiliz. Suça cebin bir refik topluluğuyuz. Ihtimal, sivil toplum örgütü olarak değerlendirilebiliriz. Herkes gibi bizim bacanak grubunun de özeleştiri yapması gerekir. Bizler kendimizi milliyetçi ve muhafazakar kardeşlerimize yeterince açıklama edemedik. FETÖ’cüler bize cebin bu kardeşlerimizi kışkırttılar.” dedi.

Tutuklu sanık Turgut Demirhan de savunmasında, “teşkilat üyeliği” iddiasının bir tane kaynağın etken nedamet ifadeleri olduğunu, rastgele delile dayanmadığını ve teşkilat tanımının bühtan olduğunu savundu.

Duruşma, savunmaların alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.

Mütalaadan

Duruşma savcısı eliyle 19 Eylül’bile hazırlanan 445 sayfalık mütalaada, sergerde Adnan Oktar’ın 1994’te örgütün dışarıya açılması yönünde komut verdiği anlatım ediliyor.

İmkanı olanların aksiyon kurması, hisse senedi kuramayanların ise iş bulmaları ve kazandıkları paraları örgüte “infak” adı altında getirmeleri talimatlarının iletildiği düzlük düz mütalaada, yapılan harcamalara ilişkin teşkilat liderinin daima bilgilendirildiği ve örgüt ortamında cemi harcamaların sonuç kararının teşkilat lideri eliyle verildiği belirtiliyor.

Silahlı yıldırı örgütü FETÖ ile Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’nün oldukça benzer saiklerle cereyan ederek, insanların dini hassasiyetlerini manipüle ettikleri bilgisine yer sunulan mütalaada, dönemin siyasi ve sosyal koşullarına bakarak anlatım geliştirdikleri ve faaliyetlerini buna göre tanzim ettikleri vurgulanıyor.

Mütalaada, sanıkların, Akkuyu Çekirdeksel Santralci Projesi, Suriye politikaları ve Türkiye- Rusya’yı ilgilendiren istihbarı konularda vukuf cem, ayrılan teşkilat üyelerinin yumruk durumda bırakılmaları için FETÖ’cü olduklarına ilgili ecnebi duyum birimlerine hikmet verilmesi şeklindeki eylemlerde bulundukları aktarılıyor.

Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen sanık ve katılanların beyanlarına göre teşkilat lideri maznun AdnanOktar’ın alelhusus kadın örgüt mensuplarına müteveccih “bakışını beğenmediği, kusurlu seslenme ettiği, kendisine itiraz ettiği/karşı çıktığı” kabilinden sebeplerle sövme ve hakaret içerikli sözler kullanarak veya darbedip ruh bilimsel ve fiziksel takat uyguladığı anlatılan mütalaada, Oktar’ın ayrıca teşekkül üyelerinin eğitim ahiz hakkını engellediği bildiriliyor.

Mütalaada, Oktar’ın sistemli şekilde teşekkül mensuplarına seksüel istismarda bulunduğu, teşkilat üyelerinin bir hizip formalist, siyasi, gazeteci, kamu görevlisi ve sivil vatandaşlara yönelik kişisel bilgileri kaydedip Oktar’a sundukları, bu verilerin arşivlenmiş şekilde dulda edildiği kaydediliyor.

Esas hakkındaki mütalaada, teşkilat sergerde Oktar’ın, “teşkilat yöneticiliği”, “FETÖ silahlı terör örgütüne yardım”, “siyasal yahut askeri casusluğa girişim”, “eziyet”, “kişiyi hürriyetinden yoksun salıverme”, “ansızın çok kişiyle birlikte birden aşkın posta çocuğa alın cinsel istismar”, “cinsel saldırı”, “cinsel saldırıya teşebbüs”, “ferdî verilerin kaydedilmesi”, “tehdide azmettirme” suçlarından 232 sene 9 aydan 1198 yıla kadar hapsi isteniyor.

Örgüt yöneticisi konumundaki başka sanıklar Tarkan Bati, Yalaz Babuna, Aylin Atmaca, Boğanak Kader, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Yeliz Sucu, Ayşegül Hüma Babuna ve Fatma Ceyda Ertüzün’ün de eş suçlardan cezalandırılması maksut mütalaada, 71 vakfedilmiş sanığın mevcut hallerinin devamı talep ediliyor.

Davanın geçmişi

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Aile 2021’üstelik açıkladığı kararında, “teşkilat yöneticisi olmak” suçundan yargılanan sanıklar Adnan Oktar, Tarkan Bati, Mehmet Noyan Orcan, Bora Baht, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Yalaz Babuna, Aylin Akkuş, Merve Büyükbayrak, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna’ya ayrı ayrı 9 bin 803 sene 6 kamer mahpushane cezası verilmesine hükmetmişti.

Mahkeme 107 sanığa “teşekkül üyeliği” suçundan 4 sene 6’şar kamer, 20 sanığa üstelik “örgüte üye atılmak”, “gerçek dışı dünyalık yer”, “örgüte müzaheret ika”, “suçluyu kayırma”, “ruhsatsız silah nakil” ve “tehdit” suçlarından 1 yıl 8 aydan 11 sene 3 aya büyüklüğünde değişen sürelerde dam cezası vermişti.

Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan 12 sanığa “örgüte organ gelmek” suçundan 11’er kamer mahpushane cezası veren murafaa, bu sanıklarla ilişkin hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını karara bağlamıştı.

Sanık Mustafa Kuşçu, Şair Süer ve Turgut Aksu’nun tahliyesine karar veren murafaa, Batur Köseoğlu üzerine tutuklamaya müteveccih yakalama kararı çıkarılmasını kararlaştırmıştı.

Sanıklardan 3’ünün tamlık suçlardan beraatine hükmeden duruşma, tutuklanmadan sanıklar Ahmet Bürke, Dolunay Tezin, Hüseyin Alpar Sayın, Sibel Yılmaztürk, Şecaaddin Çelikler, Eşref Nuri Yakışan, Mehmet Gaye Akkuş ve Bahir Tanık’ın tutuklanmalarına karar vermişti.

Bir hane sanıkların gâh suçlardan beraatini kararlaştıran heyet, 80 sanığı ise çeşitli suçlardan 3 yıl ile 36 yıl beyninde mütebeddil cezaevi cezalarına çarptırmıştı.

İstinaf Mahkemesi kararı bozmuştu

İstanbul Toprak Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi ise Adnan Oktar organize cürüm örgütüne yönelik, aralarında Oktar ve örgüt yöneticilerinin bile bulunduğu 84’ü vakfedilmiş 215 sanık üzerine domestik mahkemece verilen hükmü usulden bozmuştu.

İstinafın nakız kararıyla 68 sanığın, tutuklulukta geçirdikleri müddet ve haklarındaki hükümlerle ilişik fesih nedenleri dikkate alınıp tahliyelerine değişmeyen verilmişti.

Alınan kararda, yanlışlık örgütü lideri Oktar, Alaz Babuna, Aylin Akkuş, Ayşegül Hüma Babuna, Sağanak Felek, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Kişi Saka, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Bayram, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Ağır Sıklet, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy’un ise mevkufiyet hallerinin devamına hükmedilmişti.

İstanbul Havza Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı birlikte tahliyelerin “usul ve yasaya aykırı” olduğunu belirterek, sanıklar üzerine tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını istemişti.

İtirazın reddedilmesinin ardından Başsavcılık, ayrımsız arka mahkeme olan 2. Ceza Dairesine baştan itirazda bulunmuştu.

İtirazı değerlendiren İstanbul Bölge Adalet Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, boşaltma edilen 68 sanıktan 61’i karşı “eşeysel saldırı” suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetmişti.

Haklarında yakalama kararı çıkarılan 61 sanıktan 50’si tutuklanmış, ülkü dosyası önceki basamak mahkemesine gönderilmişti.

Share: